Gyrocopter Uçuşu – Alaçatı
Geçtiğimiz haftasonu yine aniden gerçekleşen bir planla Tuncay abi ile Gyrocopter’i yakından tanımak için Cumartesi günü Ankara’dan İzmire uçtuk. İzmirde bizi Murat abi karşıladı ve doğrudan Alaçatı’ya doğru yola çıktık. Alaçatıda, Hakan hocanın hangarını bulmamız hiçte zor olmadı. Hangarın yanındaki Windsock hemen gözümüze çarptı. Akabinde kahvelerimiz eşliğinde keyifli sohbet ve gyrocopter tanıtımı başladı. Gyrocoptere ilişkin tüm ayrıntılar, artı yönleri ve eksi yönleriyle kısmen öğrenmiş olduk.
Yapılan cheklistin ardından Hakan hoca gyrocopteri hangardan dışarıya çıkardı. Gyrocopterimiz FG Havacılığa ait olan TC-UFU tescilli Rotax motorlu CALIDUS Auto Gyro. Model resimlerden de görüleceği üzere canopy’li.
Zulu kalkış ve inişli olarak uçuş planımızı çektikten sonra ilk olarak Tuncay abi uçuş için arka koltuğa geçiyor.
Pist ile hangar arasında karayolu var ve katediş gerekiyor.
Murat abi ile ben emniyetli bir şekilde pist kenarında yerimizi alıyoruz. Kalkış Videosu
Yaklaşık yarım saat sonra inişlerini gerçekleştiriyorlar ve Hakan hoca sağolsun bizi uçuşa kabul ediyor.
Benim gözümden taxi ve kalkış (Video) . Gyrocopter in uçuş mantığı sabit kanat ve helikopterden farklı. Gyrocopterin havada tutunması, üstünde yer alan rotor sayesinde. İtiş gücünü ise arkada yer alan pervaneli ana motor sağlıyor. Rotor taksi esnasında gövdeye sabit, pist başına geldiğimizde ise prerotasyon adı verilen işlem ile birlikte kalkışa başlanıyor. Yaklaşık 200 devire gelene kadar park freni açık lövye ilerde. Rotasyon sağlandıktan sonra park freni bırakılıyor gaz veriliyor ve lövye geri çekiliyor. İlk başta biraz karışık gibi görünsede aslında basit bir mantık. İyi kavramak gerekiyor. Aksi hareketler kazaya sebebiyet verebiliyor.
Uçuş esnasında başka video ve fotoğraf çekmedim. Açıkçası bugüne kadar uçtuğum en iyi hava aracı olarak anı yaşamayı tercih ettim. Hakan hoca ile hatıra selfiesi.
Beni en çok şaşırtan Gyrocopterin stall’u olmaması. Görmeden inanmazdım, havada hızımızı 0 km ye kadar çektik. Bir başka detay ise bu kadar küçük bir araçta türbülansı hissetmemeniz. Diğer bir husus, videolarda yapılan hareketler akrobatik hareketler gibi görünsede akrobasi yok ve o hareketlerde çok düşük bir G kuvveti ile yapılıyor. Hissetmeniz imkansız. İnişten sonra hangara taksiye müteakip tekrar sohbete devam…
Dışarıdan yapmış olduğum basit çekimlerle video kolajı.
Bu güzel günün ardından Hakan hocaya teşekkür ederek Alaçatıdan ayrılıyoruz. Gyrocopter’in ELA marka açık(kanopisiz) modeline binmeyi sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Adnan Menderes Havalimanında bir hatıra selfiesi ve dönüş yolculuğu…